İptal edildiği iddialarının aksine, ABD Başkanı Joe Biden’ın Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı R. Tayyip Erdoğan’ı Beyaz Saray’da ağırlayacağını söyleyen isim Amerika Birleşik Devleti’nin (ABD) Ankara Büyükelçisi John Flake…
Organizasyona yakın kaynaklardan edindiğim bilgilere göre, Flake dün saat 11.00’de Swissotel Bosphorus’da DEİK/Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) Yönetim Kurulu ile biraraya geldiğinde, “Erdoğan Biden’la 9 Mayıs’ta Beyaz Saray’da görüşecek. Randevu iptal edilmedi. Resmi açıklamayı hazırlıyoruz” diyor.
Türk kamuoyu Erdoğan’ın Biden’la Beyaz Saray’da görüşeceği haberini 29 Mart’ta Habertürk’ten öğrenmişti. Aralarında VOA Türkçe (Amerika’nın Sesi) ve Reuters gibi dış basın organlarının olduğu yayınlarda beklenen (!) ziyaretle ilgili çok sayıda yorum ve analiz paylaşıldı.
Ta ki 21 Nisan’da AmerikanTemsilciler Meclisi’nde 61 milyar doları Ukrayna’ya, 26.4 milyar doları İsrail’e, 8.1 milyar doları Tayvan’a verilmek üzere yaklaşık 95 milyar dolarlık askeri ve insani yardım paketinin onaylanmasına kadar…
Bu onayın ertesinde bir medya sitesinde “Erdoğan-Biden görüşmesi iptal” haberi çıktı. İsimsiz, konuya yakın kaynaklar tarafından verilen bu haber resmi makamlarca ne yalanlandı, ne doğrulandı.
Flake tartışmalara bir nokta koymak istemiş olacak ki, TAİK’e dün şu açıklamayı yapmış:
“Bu yapılan spekülasyonlar hoş değil. Beyaz Saray’da liderin programı hazırlanırken usul şu: Buluşma günü, saati konusunda iki tarafın büyükelçileri, dışişleri bakanları mutabık kalır. Bu doğrultuda Beyaz Saray bürokratları görüşme konuları üzerinde çalışır ve bir resmi davet duyurusu açıklar. Resmi duyuru davete yakın bir tarihte yapılır. Başka ülkelerin randevularında da aynı yöntem izledi. Davet duyulduktan sonra resmi açıklamanın geç açıklanması bazı ülkelerde polemik konusu olabiliyor. Ancak şu anda uygulanan yöntem bu. ”
Erdoğan-Biden görüşmesi yol haritasını açıklayan Flake’in sözleri şöyle özetlenebilir: “Erdoğan ile görüşme konuları çok ciddi konular. Üzerinde çalışmak zaman alıyor. Resmi duyuruyu hazırlıyoruz.
9 Mayıs’a zaman da kalmadı zaten, topu topu 10 gün…
İptal tezini öne süren hükümete yakın kaynaklar, ABD’nin İsrail’e askeri yardımının Türkiye tarafında “çekince” yarattığı izlenimi vermişlerdi. Burada tam da açıklığa kavuşmayan nokta 9.1 milyar doları Gazze’ye insani yardım olmak üzere İsrail’e aktarılacak kaynağın hangi amaçlar için kullanılacağı…
Amerikan sokaklarını İsrail protestoları ile inlerken Biden için de İsrail’in savaş bütçesini artırmak zor bir konu.
TAİK İŞ DİPLOMASİSİNDE ATAĞA KALKTI
Sizi 19 Nisan’a götürmek isterim. Henüz Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Dolmabahçe’de buluşmamış, Amerikan Temsilciler Meclisi’nden İsrail’e yardım paketi çıkmamış; Erdoğan’ın Biden’le Beyaz Saray’daki görüşmesi üzerine fikirlerin yürütüldüğü, ikili görüşmeden çıkması muhtemel sonuçların kamuoyunda ele alındığı günler…
Bir grup gazeteci Washington temaslarını sürdürüp İstanbul’a dönen TAİK Başkanı Özyeğin’den ayağının tozuyla; American Turkish Business Roundtable- Yuvarlak Masa (ATBR), Tük Amerikan İş Konseyi (TAİK) ve U.S Chamber of Commerce (Amerikan Ticaret Odası) işbirliğinde, 9-10 Mayıs tarihlerinde Washington’da düzenlenecek 39.Amerika Türkiye Konferansı’na (ATC) yapılan hazırlığı dinliyoruz.
TAİK’in Amerika gündemi çok yüklü. 3 ayrı programla yatırımcı seferberliği ilan etmiş durumdalar.
Washington programının göbeğine Erdoğan-Biden görüşmesini koymuşlar. Özyeğin Amerika’da bulundukları sırada Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği başta olmak üzere ATBR ve Amerikan Ticaret Odası’nın yanı sıra Amerika Kongre üyeleri, Dışişleri Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı yetkilileri ile görüşüp, Türkiye ve Amerika arasında Ekim 2021’de hayata geçirilen “Stratejik Mekanizma” kapsamında çalışmaları derinleştirmişler.
Gittikleri her yerde de “takvimlenen” Erdoğan-Biden görüşmesinin altı çizilmiş.
23 Nisan tarihli yazımda; hem bu temasları, hem de Özyeğin’in kendisine yönelttiğim “Erdoğan-Biden görüşmesiyle ilgili size Amerika’nın resmi makamlarından yapılan resmi bir davet bilgisine sahip misiniz?” sorusuna verdiği yanıtı paylaştım.
Özyeğin’in verdiği “Hem ABD’li yetkililer, hem ABD’deki Türk Büyükelçiliği ile bu programı görüştük. Dün akşam U.S Camber ile de konuştuk, Beyaz Saray’daydılar, ABD Dışişleri Bakanlığı’nda bunu konuştuk. Başka nasıl teyit edebiliriz. Olamaması (Erdoğan-Biden görüşmesi) konusu hiçbir şekilde gündemimizde yok” yanıt, bugün muğlaklık içeren tartışmalara ışık tutacak nitelikteydi.
MART KAPIDAN BAKTIRIR!
Şu Mart ayı neymiş diyeceğimiz yoğunlukta geçti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile 7-8 Mart 2024 tarihlerinde Washington’da düzenlenen yedinci “Türkiye-ABD Stratejik Mekanizması” toplantısına Flake de katılmıştı.
Toplantının havasını Flake’nin 10 Nisan’da NTV’de yayımlanan “ABD ve Türkiye ilişkileri daha iyiye gidiyor” sözleri özetliyordu.
İki bakanın altı çizilerek okunması gereken ortak açıklamasında şu ifadelere yer verilmişti:
“Bakan Fidan ve Bakan Blinken, ortak hedeflerin ilerletilmesi ve ortaya çıkan küresel sınamaların ele alınmasına imkan veren, sonuç odaklı, ileriye dönük, ikili pozitif gündeme bağlılıklarını yinelemişlerdir. İki Bakan Türkiye-ABD ilişkilerinin bölgesel öncelikler, terörle mücadele, savunma işbirliği, ekonomik büyüme, ticaret, enerji güvenliği ve iklim değişikliği ile insanlar arası bağlar dahil olmak üzere çeşitli alanlarda güçlendirilmesini ele almıştır.“
Bakan Fidan’ın, Haniye ile İsrail-Hamas ateşkes konularını ele aldıkları 17 Nisan Katar zirvesi sonrasında yaptığı “Hamas İsrail’i devlet olarak tanıyabileceği sözünü verdi” açıklaması önemliydi. Hamas ilk kez bu taahhüdü dile getiriyordu.
Haniye’nin Dolmabahçe’de Erdoğan görüşmesi bu temastan sonra gerçekleşiyor.
Bir adım daha geriye giderek Erdoğan-Biden görüşmesi sürecini, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın’ın CIA Başkanı William Burns’ın yanı sıra, Beyaz Saray çevresi ile de temaslarda bulunmak üzere Washington’a gittiği 4 Mart gününden itibaren başlatmakta yarar var.
PROGRAMLANMIŞ BİR ŞEY YOK
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby’nin önceki gün, bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretiyle ilgili bir sorusu üzerine verdiği “Programlanmış bir şey yok” yanıtını, Türkiye kaynaklarından edindiğim “Biden ile randevunun saati bile verildi” sözü ile birlikte okumak kolay değil.
Söyleyebileceğim tek şey; iki liderin önüne konacak dosyada çok sayıda düzeltme ve ekleme yapıldığı…
Türkiye ile Amerika arasındaki iş ve siyasi diplomasi çabalarına, Erdoğan’ın Irak ziyaretini de eklemeli.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya el Sudani, 22 Nisan’da Erdoğan’la Bağdat’ta 20’nin üzerinde anlaşma imzalamadan yalnızca bir hafta önce Beyaz Saray’da Biden’ın konuğuydu.
Suriye, Irak, İsrail ve Suriye’de döşenen gerilim hatlarının tek bir trafoya bağlanması nasıl mümkün olur bilemem ancak; savaşların sürdüğü, ülkelerin genetiğinin araçsallaştırıldığı, küresel rekabetin ekonomileri zorladığı bir Ortadoğu’da Türkiye ile ABD liderleri arasında “kırmızı hattın” kopması olası gözükmüyor.